Milli Eğitim Bakanı'ndan gelen e-posta ve yükselen umutlar...
- Mustafa Oğulcan Alımcı
- 21 Tem 2018
- 3 dakikada okunur
Dün sabah mail kutumda "Milli Eğitim Bakanlığı" ismiyle bir e-posta aldım. Hizmet içi eğitim ya da genel bir bilgilendirme diye düşünürken, e-postanın yeni Milli Eğitim Bakanı'mızdan geldiğini gördüm.

E-posta şöyle başlıyordu:
"Değerli Meslektaşlarım,Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Millî Eğitim Bakanı olarak göreve başlamış bulunuyorum. Okulu, öğretmenler odasını bilen ve o günleri daima hatırlayan biri olarak sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum."
Ardından şöyle devam ediyordu:
"Sizler gibi meslek hayatıma ben de öğretmen olarak başladım. Daha sonra akademisyen ve yönetici olarak çeşitli üniversitelerde, kurumlarda görev yaptım. Kısacası ömrüm okullarda, eğitim ortamlarında geçti. İçinizden bazı öğretmen arkadaşlarımla birçok çalışmada aynı havayı teneffüs ettik, aynı mekânları paylaştık. Sizlerin neler hissettiğinin, neler düşündüğünün farkındayım. Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığının koridorlarında benim şahsımda temsil edildiğinizi; aklımda, düşüncemde, gönlümde, duygularımda hissiyatınızın taşındığını bilmenizi isterim."
Bakanların, önlerinde mikrofon kamera karşısında konuşmalarına ve onları sadece televizyonlarda görmeye de alışkınız... Ama bir bakanın sorumluluğunda olduğu insanlara e-posta göndermesine alışkın değiliz...
Sanıyorum bu bir ilk.
Etrafımda 30 yıldan fazladır öğretmenlik yapanlar var. Hepsine sordum. Bayram, öğretmenler günü ve okul dönemlerinin başlangıç ve bitişleri dışında hiç mesaj almadıklarını söylediler.
Bakanımız Ziya Selçuk'un bu e-postası, bu işe ciddi bir şekilde eğileceğine işarettir diye düşünüyorum. Ayrıca medyada çıkan söylemleri de bu fikrime destek oluyor.
Bakanımızdan Yerli-Evrensel Yorumu
Soldaki video, basının karşısındaki soru-cevap etkinliğinden. Bakan Ziya Selçuk'un son zamanlarda herkesin dilinde olan yerlilik, millilik ve evrensellik kelimelerine eğitim açısından bence oldukça yerinde bir yorum yapıyor.
TEDx Konuşmacısı - Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk
2015 senesinde, TEDx konuşmacısı olarak çıktığı "TEDxTepedağ" da eğitimin geleceği üzerine konuşurken... Gelecekten, geleceği şekillendirmekten bahsediyor... Allah'ım neler neler!
CNN Türk'de Eğitim üzerine konuşurken...
Taha Akyol'un sunduğu Eğrisi Doğrusu programında evrensel eğitimi yorumlayan ve ülkemizde nasıl değişiklikler yapılması gerektiğini anlatan bakanımız.
Youtube'a Ziya Selçuk yazdığınızda, bolca televizyon programı ve seminer videolarını görebiliyorsunuz.
Peki Ziya Selçuk'u, Milli Eğitim Bakanı olmadan önce tanıyanınız var mıydı? Varsa kaç kişiydi?
Videoların izlenme oranlarına bakıldığında, eğitim ortamı dışında kendisini tanıyanların sayısının çok olmadığını görebiliyoruz.
Peki onun Milli Eğitim Bakanı olmasına sevinen insanların nedenleri neler?
Ben incelemelerime dayanarak 3 ihtimal belirledim...
1) Eğitimin Her Ortamında Üretken Olması
Kendisi PDR öğretmeni, Profesör ve TED Üniversitesi kurucularından ve Mütevelli Heyetinde bulunmuştur.
Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yapmış ve TÜBİTAK Grup Yürütme Komitesi üyesidir.
TEDMEM'de araştırmaları ve makale çalışmaları yapmıştır.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un tüm yaşamı eğitim üzerine şekillenmiştir. Yüksek Lisans'ından, okul kurma girişimlerine kadar her çabası Türkiye'deki eğitimin niteliğinin yükselmesi için olduğunu görmekteyiz.
2) Eleştirel ve Çözümcül
Eğitim sistemimizin en büyük hatası, yanlış da olsa hatalı da olsa sistemi sürdürmek için yürütülen boşa çabadır. Bunun altında yatan şey ise bence, eleştirel düşüncenin eğitim sistemimizden sürekli kovulmasıdır.
Ziya Selçuk, her şeyden önce bir bilim insanıdır. Bilimin özü ise eleştiridir. Kesinlik, netlik ve sabit düşünceler yerine sürekli kuşku duymak ve araştırmalar yürütmektir. Madem eğitim kaynağı bilimdir, o zaman eleştirel düşünce de okul sıralarında, tenefüslerde, okul bahçelerinde; kısacası her yerde olmalıdır.
Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, bilim insanıdır ve bakan olmadan önceki çalışmalarında da bu tutumu sürdürmüştür.
3) Samimi bir bakan
Görevi devraldığı konuşmasından itibaren, eğitim sistemimizin ihtiyaçlarını ve değişmesi gerekenleri vurgulamış ama herkesten zaman istemiştir. "Tuzluğu değil, masayı değiştireceğiz." sözü, bence, amacı olan birinin sarf edebileceği bir sözdür. "Bakan değil, gören olacağız." diyebilen bir bakan (gören) biz öğretmenler başta olmak üzere toplumda eğitim sistemimizin iyileşmesine olan umudu yeniden doğurmuştur.
UMUYORUM Kİ...
Eğitimimiz, diplomalar ve sahte kimlikler yaratan bir topluluğun değil, dünyayı TÜRK ürünleri ve hizmetleriyle saracak girişimleri üreten girişimcilerin yetiştiği bir hal alır...
Yeni Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk'a başarılar diliyorum.
Yazımı onun biz öğretmenlere gönderdiği e-postanın son paragrafıyla da bitiriyorum...
"...tüm öğretmen arkadaşlarıma sağlıklı, huzur dolu bir ömür, güzel bir gelecek ve yaptıkları özverili çalışmalarda başarılar diliyorum.
Bu vesileyle; başta Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere ebediyete irtihal eden tüm şehitlerimizi, bilhassa bayrağımızın dalgalandığı her yerde şanla, şerefle görev yapmakta iken şehit olan öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Sevgi ve saygılarımla…"
Ziya Selçuk
Milli Eğitim Bakanı
Comments